Kalbiniz Kaç Gigabayt?

Şunu itiraf edeyim. Bu yazı ne kadar sürer ve nasıl sonlanır onu bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var; o da bu yazıya başlık olan “ kalbimin gigabyte’ı sınırsız” ifadesinin irdelenmesi gerektiğidir.

Bu da ne demek şimdi, nerden çıktı bu ifade dediğinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin söyleyeceğim şimdi. Geçenlerde caddede yürürken yanımdan güle oynaya geçen gençlerden birine ait bu ifade. Birbirimize ters yönde aynı kaldırımda yürüyorduk. Önce kulağıma takılan sonra da aklımda kalan, başta gülerek geçtiğim bu cümle dikkatimi çekmişti nedense. Delikanlı sanki bana hadi bu konuda da yazsana der gibi bir anda söylemişti o cümleyi. Aslında yanındaki arkadaşlarına söylerken bana mı işittiriyordu ne?

Neyse. İlk bakışta ne anladınız bu cümleden bilemem, ama benim zihnimde oluşan çağrışımları paylaşayım.

Kalp: Bildiğimiz bir şey. Yabancısı değiliz

Gigabyte: Cümle içinde çok dikkat çekiyor.

Sınırsız: Bir kısıtlama söz konusu değil.

Buna göre kalp ve sınırsız kelimeleri bildiğimiz, duyduğumuz sıkça kullandığımız kelimeler. Hele şu sınırsız kelimesi şu sıralar cep telefonu tarifleri reklamlarında en çok kullanılan kelime oluverdi. Elde kaldı “gigabyte” kelimesi. O ne olacak? Bilmiyor musunuz yoksa ne demek olduğunu. Sözlüğe mi bakacaksınız? Belki beni hiç ilgilendirmez dersiniz. Ona bir şey diyemem. Ama açıkça söyleyeyim, benim sözlüğe bakmaya hiç de niyetim yok. Zaten teknolojiyle hemhal olmuş biri olarak “gigabyte” yeni duyduğum ve bilmediğim bir kavram değil ki. O zaman ne diye kitaplığımdaki o kocaman lügati elime almak için çaba sarf edeyim. Ha şu da bir gerçek ki isterseniz “gigabyte”ın yedi ceddini bile sayabilirim.[ bit, byte, kilobyte, megabyte, gigabyte ] … saydım ve bitti.

“ Kalbimin gigabyte’ı sınırsız” diyen delikanlının çok daha ileri bir şeyi kastettiği açıktır. Nelerden bahsediyorsun böyle, demeyin sakın. Bunların soyut şeyler, bunların sanal ifadeler olduğunun farkındayım elbette. Kalp öyle bir organ ki sadece bir kas parçasından çok daha öte şeyleri ifade etmektedir bizim için. Sevgiyi, saygıyı, aşkı, nefreti, kini, ihtirası, duyguyu, duygusuzluğu, vicdanı, kulluğu, alçakgönüllü olmayı, kibri, hasedi, iyiyi, kötüyü ve dahası nice şeyleri hep kalple birlikte algılamaz mıyız? En hayati azamız [organımız] olmasının yanında ; insanlığımızın, değer yargılarımızın da oluştuğu bir yer değil midir kalbimiz?

Çok mu içine daldık bu meselenin içine sizce. Bir cümlecik ifadeden neler mi çıkarıyorum? Sizi de meraka salıverdim, öyle mi? Ama ben ne yapayım? “ Kalbimin gigabyte’ı sınırsız” diyen delikanlının onun öncesinde ve sonrasında neler söylediğini daha size söylemedim ki. İşte şimdi onları söyleyerek devam ediyorum. O cümleden önce şöyle diyordu o;” Benim kalbim çok geniş, herkese yer var. Tüm insanlara bile. Çünkü “ Kalbimin gigabyte’ı sınırsız.” Bu cümleden sonra da şöyle devam ediverdi; “Sevgiye benim kalbim alabildiğine geniş, anlatmaya kelimeler bile yetmez”

Bu arada şu yanılgıya da düşmeyelim. Bu konuşmalar üç ila beş saniye arasında söylendi. Başta da demiştim ya aynı kaldırımda ters yönde gidiyorduk biz. O söylemişti ben de işitmiştim; ben işittiğimde o yine söylüyordu. Tam böyle bir andı o cümle söylendiğinde. Üç ila beş saniyede bitivermişti.

İşte böyle

Farkında mısınız? Kaç yıl oldu sanki bu kelimeler hayatımıza gireli?

Farkında mısınız? Değişen, dönüşen ve bununla birlikte gelişen bir hayat sürüyoruz.

Farkında mısınız? Geçen zaman içinde teknoloji ilerliyor ve buna bağlı olarak da yeni kelimeler ve kavramlar dil içinde kendine yer edinmeye çalışıyor.

Farkında mısınız? Geçen zaman içinde insanlığımızdan neleri kaybediyoruz?

Farkında mısınız? Taşıdığımız kalbin sınırları var mı?

“Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü” deyişi taşıdığımız kalbin sınırlarının farkına varmamıza yardımcı olacaktır.

Ezeli ve ebedi olan yalnızca Allah Teala’dır.

28/07/2011 | Musa AYDOĞDU