Yazar Erol Erdoğan kavramlar üzerinden irdeliyor yaklaşımları. Yetişkinler ile gençler arasında iletişim engelleri ve sıkıntılara yönelik dikkat çekici değerlendirmeler yer alıyor bu eserde.
Her devirde “Ah şu gençler!” diye başlayan ve “N’apsak bu gençleri?” tarzında biten cümleler kurulur. Hepimizin gençlik tasavvurlarını sahihleştirmek için aynaya bakma zorunluluğu var. Teknolojik dönüşümün de etkisiyle dede ve nine ile torun arasındaki kuşak farkı anne ve baba ile çocuk arasına hatta kardeşler arasına kadar indi. Böyle bir dönemde çocukları ve gençleri anlamak daha önemli hâle geldi. Anlamadan anlatmak, anlamadan iletişim ve etkileşim kurmak imkânsız.
Erol Erdoğan, gençlerle ilgili hâlleri doğru anlama, onlarla ilgili yanlış analizleri azaltma ve gittikçe artan gençliğe yönelik ön yargılarımıza mercek tutma çabasına bizi de ortak ediyor.
Yazara göre bu kitabı gençler dâhil herkes okumalı ancak anne ve babaların yanı sıra yetişkinler, yaşlılar ve gençlerle ilgili çalışma yapanlar daha özenli okumalı.