İki Kelebek Hikayesi

Hani derler ya, bir varmış bir yokmuş
Aslında varmış,
Damyeri’nde yaşarmış.
Sisler arasında, güneşler altında yaşar,
Daldan dala atlayıp çiçeklere konarmış.
Bunlar biri mor, diğeri sarı iki kelebekmiş.
Ne birbirinin aynıymış
Ne de birbirinin gayrı?
Koştukça koşan ayakları,
Coştukça coşan yürekleri varmış.
Hasretle beklerlermiş baharı
Yüce neslinin devamını sağlamak,
Ömürlerine ömür katmak için.
Beklide Ömür’e ömür katmak için
Derken günler su gibi akıp geçmiş
Bahar yaşanıp da bitmiş
Ve yaza ulaşmış kelebekler
Ömür tamamlanmış bu besbelli
Dostlar söylüyorum, bunu böyle bilmeli
Hasretle beklenen günler geçip gitmiş
Nesiller de kemale ermiş
Ayrılık vaktidir artık,
Ey dostlar bu masalda sona yaklaştık.
İşte bir ömür böyle geçip gidiyor
Bir de ömre sorun nasıl geçiyor
Ve diyor:
Ayrılamam kelebeklerden Allah’ım!
Çünkü onlar;
Benim yaşama umudum,
Benim sevinç kaynağım
Benim özgürlük kuşum,
Benim can yoldaşım,
Benim mutluluk kaynağımdır.
Çünkü onlar
Benim varlık nedenimdir.
Yalvarırım,
Yakarırım,
Ve dilerim senden Allah’ım!
Uçarak gelsin de kelebeklerim
Ben burada onları beklerim.
Yanımda, yanı başımda olsalar
Bana hep seni hatırlatırlar.
Bak dedi dostu
İşte geliyor iki Allah kuzusu
Budur doğruluk yolu
Bir duadır nasıl da kabul oldu.
Birden bir dur sesi
Bu da neyin nesi
Bırak dostum uçsunlar
Gidilecek yere varsınlar.
Şimdi kanatlanıp uçacaklar
Bir gün mutlaka seni soracaklar
Zaman üzülmek zamanı değildir
Aç gönüllerini ferah tut
İşte bak gördün
Şimdi onlar iyi bir bulut
Sen de içinden bir dilek tut
Ey bu masalı okuyan kişi
Ömrün bol ve bereketli olsun
Kelebeklerin sonsuza uçsun
Yine ay doğuyor anlattım hikayemi
İşte bu bir iki kelebek hikayesi

28.02.2007, Kozluk/BATMAN | Musa AYDOĞDU