Huzuru Bulan Adam(!)

Bir köşede(n) şöyle sesleniyor/yazıyor bir yazarımız: “Medeniyetle barışık değildir İslam. İçime huzur doluyor İncil okurken.”

Evet, insan huzuru bir başka deyişle mutluluğu arar durur. Adına kitaplar yazılmış, filmler yapılmış, eserler ortaya konulmuş bir önemli bir kavramdır mutluluk.

Dinlerin de özünde insanın önce dünyada sonra ahirette mutluluğunu sağlamak vardır. Bu yüzden insanı mutlu kılmayı amaçlayan bilgiler ve öğütler oldukça önemlidir. Bu yazıda uzun uzadıya bu konu üzerinde durmayacağım. Benim söylemek istediğim insanlar için seçeneklerin bol olduğudur. Hangisi mutlu ediyorsa, huzur veriyorsa onu seçmek de serbest. İncil’de huzur bulan İncil okusun. Tevrat okumak da serbest. Şiir tarzında Zebur da okunabilir. Vedalar’dan okunan bölümler de kişiyi kendinden geçirebilir. Tiripitaka’dan okunan bölümlerle nirvanaya da ulaşılabilir. Okumak da serbest, okumamak da. İnanmak da serbest inanmamak da.

Buna diyecek bir sözümüz yok. Ama bilmeden, anlamadan, araştırmadan konuşmak cehalet üstüne cehalet değil de nedir? Bunlar cehaletin bir yönü. Bunun farkında olmamak da bir başka boyutu…

“İslam medeniyetle barışık değil” diyor huzuru bulan adam. Çünkü o içki içecek istediği kadar, kumardan da asla vazgeçemez, karşı cinsle istediği gibi vakit geçirmesi de gerekiyor, karşı cinsle anlaşarak  ilişkiye de girmek (zina) de ihtiyacıdır onun, karşılıklı rıza oldu mu nikaha da gerek yoktur ona göre. Buna karşı çıkmak onun huzurunu kaçırır. Çünkü onun her istediği serbest olmalı ki huzuru kaçmasın. Ona göre bugün dünyada böyle yaşayan hristiyanlar çok medeni. Bu yüzden Hristiyanlık da medeniyetle barışık. İncil okumak da huzur veriyor ona. “Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur. “(İncil;Matta,5:28).

Merak ediyorum. Huzuru bulan adam İncil’deki bu bölümü okumuş mudur? İncil’e göre bırak bir arada halvet halinde olmayı şehvetle bakmak bile zina sayılırken acaba onun okuduğu ve huzur bulduğu ve bizim bilmediğimiz başka bir İncil mi var?

Eline kalem tutuşturulmuş adına yazar denilen kalemşörler yazmıyorlar. Bilmeden cehalet karalıyorlar. Adına basının duayen ismi deniliyor bazılarına. Büyük sıfatı da unutulmuyor söylenirken/yazılırken. Bu sene de kurban hac zamanına denk geldi diyerek cehalet göstergesi bir cümleyi pişkin pişkin kurabiliyorlar bazen. Ne diyelim huzur arıyorum, huzuru buluyorum derken kutsal adına ne varsa eritmeye, yozlaştırmaya çalışıyorlar. Aranan huzur olunca her şey mübah da oluyor bazıları için.

Buldum, buldum huzuru buldum . İşte İncil okudukça huzur doluyor içime. Çünkü böyle geliyor işime. Pragmatizm zaten büyük ilke(!) Sadece şunu hatırlatmak istiyorum. “Buldum, buldum İslam medeniyetle barışık değildir” deyip o çıplak bilgiyle bir yere varamazsın sen. Hem bunu ilk defa sen dile getirmiyorsun ki yeni bir şey buldum diye sevinirsin.

Peki, İncil’in gerektirdiği ve öğütlediği ahlaki ilkelere uygun davranabiliyor musun? Bunu ben bilemem. Huzuru bulan sensin. Cevabını da sen verirsin.

11.06.2008 | Musa AYDOĞDU